29 Ocak 2009 Perşembe

Kucuk pembe karanfl


Kucuk bir karanfildi o kendi kendine yasayan yasadigindan mutlumuydu degilmiydi farkinda bile olmayan kocaman bir arazide saginda solunda tek tuk cicekleri goren her gordugunde mutlu olan ama hepsonunda yalniz kalan kucuk bir karanfildi o rengi neydi hic bilmiyordu herkes farkli bir renk soyluyordu kimi beyaz diyordu kimi kirmizi ama o pembe olmayi diliyordu, neden pembe diye sordu kendine defalarca neden pembe bunu cevabini hic bir zaman veremedi ne kendine nede soranlara ama pembe olmayi diliyordu halada diliyor iste :)

Sonra gunlerden bir gun birisi cok begendi onu ve tek basina o corak arazide buyumesini istemedi aldi bir saksiya dikti geldi gitti her gun suladi sevdi oksadi daha bi costu sanki karanfilcik daha cok cicek acti daha cok uretti kendini buyuttu gelistirdi ama bir sure sonra gelmez oldu ziyaretcisi gelmedi tek basina birakti artik buyudugunu dusundu tek basina yeter dedi ama bu sefer karanfilcigin saksisinin ona yetmedigini hesaplamadi dar geliyordu saksisi karanfilin yetmiyordu kendine beslenemiyordu eskisi gibi buyuyemiyordu en sonunda koklerinin yardimiyla kirdi saksisini eskisi gibi buyuk arazide diger ciceklerin beslendigi topraklardaydi iste, topraklardaydi ama gene bi basinaydi hep boylemi olmak zorunda diye dusundu... ya bi saksida tek basina ya herkesin icinde tek basina yokmuydu onu kendi bahcesine ekecek kimse yokmuydu yalnizligina son verecek kimse yokmuydu onunla birlikte yasayacak kimse gunler geldi gecti......

Evet iste vardi birisi vardi aldi onu koklerini zedelemeden yumusacik sardi onu aldi ve goturdu kendi bahcesine dikti hergun diger ciceklerle suladi bundan daha mutlu olamam iste diye dusundu karanfilcik ama gunler gectikce yanindaki cuha ciceginin ve diger yanindaki papatyanin koklerinin kendi koklerini zorladigini gordu mucadele etmesi gerekiyordu ama nasil mucadele edecegi ogretilmemistiki ona sonunda kendi kendine buldu cozumu kendi koklerini kuvvetlendirmeliydi bunun icin calisti koklerini kuvvetlendirdi ama bu kendini cok zayiflatmisti yapraklari saradi cicekleri soldu gun gectikce cirkinlesti gorunuste artik bir cicek degildi ama icinde hala pembe karanfil yasiyordu sadece yasam sartlarina uyum saglamak cabasiydi onu degistiren... fakat bunu kimse gormedi ben hala eski pembe karanfilim dedi kimse duymadi sonunda eskiden mutlu yasadigi bahceden sokulduu atildi.....

Yasaminin sonuna geldigini dusundu kucuk karanfilcik artik dedi iste bu son... buralarda kurur giderim kokleriyle tutunacak bir yer aradi her buldugu toprak parcasinda iste buldum diye sevindi sonra bulamadigini farketti uzuldu.... bir sevindi... bir uzuldu.... zaman boyle akip gitti onun icin

Simdi mi...

Simdi kendi topragini buldu karanfilcik istedigi toprak degil belki ama kendisini yasatacak ve urettigi cocuklarini buyutmeye yetecek bir toprak cocuklarini guclendirmesini sagliyacak bir toprak onun icin simsiki tutunuyor topragina kokleriyle
Koklerimi... okadar gucluki hic bir kuvvet artik onu sokup atamaz hicbir kuvvet onu yasamina son veremez.

Hayallerimi.... hala icinde hala yureginde.. o hala kucuk pembe bir karanfil :)

23 Ocak 2009 Cuma

guzel haberler


benim olusum iyilestiiii bugun daha iiyiz yuzumuzun sislikleri indi morarmamiz azaldi ama asil derdim simdi basliyor sanirim :)) cunku son derece hareketli hani derler ya duz duvara tirmanan bir cins ten oldugu icin bundan sonrasinda naapcas bilmem walla :) doktorlar 1 ay hareket yasak demislerdi tabiki basketbol antremanlari da iptal olmustu aa bu arada onurumun lisansli basketbolcu oldugunu soylemeden gecemiycem hemde gelecegin umut vaat eden bir basketbolcusu oldugunu takim kocu soyluyo walla insallah egitiminin yaninda devam ettirir diye diliyorum bende eh simdi tahmin edersinizki doktorun dedigini yapabilmemiz icin onuru zincirlememiz gerekiyo diye dusunuyoruz :P

sakasi bir yana onurun boyle eski hareketine kavusmasi evcek hepimizi mutlu etti sizinlede paylasayim dedim.Bugun karnelerlede beni onurlandirdilar sanirim bu aralar benden mutlusu yok

15 Ocak 2009 Perşembe

Yuregim nasil hopladi



Hep inanirim yasamda biseylerin olmasinin bir nedeni vardir.Gecen Pazar cakiltasimla klasik msn muhabbetimizde cok uzulmustum onun durumuna lolis izne gittiginde neden beni cagirmadi yada neden benim dubaiye gidisime denk getirmedi diye de ayrica kizmistim…. Ama simdi… dedimya yasamda biseylerin unutulmasinin yada olmamasinin hep bir nedeni vardir. Pazar gunu bunu yasadiktan sonra Pazartesi gayet normal bir gun gibi baslamisti benim icin sabah 6.30 da kalkis once evimin erkegi Onuru uyandirip hazirlama sonra benim kucuk kralicem ilkeyi hazirlama ve ikisinede pencerden el sallayip okula gonderme ve yeni bir gun… yeni bir haftaya baslangic seklindeydi her sey… ta ki saat 11.30 olana kadar cok gereksiz bir saatte kapi calininca hayirdir insallah diyerek actim kapiyi…Onur kapida yaninda iki arkadasi Onurun burnu kanadigi icin okuldan gonderdiler dendi bana ilk once eh normal benimkinin burnu cok hassastir zirt dese burnu kanar pirt dese kanar aldim iceriye aldim almasina ama…. Bir gariplik var devamli agliyo ve anne beni birak uyumam lazim uyumak istiyorum diye yalvariyo kisa bir muayeneden ve konusmadan sonra burnunun kanamasinin okulda bir cocukla carpisip bayginlik gecirdikten sonra oldugunu anladim ve.. AMAN ALLAHIM oldum tabiki…soyle sagina soluna bakayim bir ariza varmi derken kafasinin arkasindada bir kanama oldugunu farketmem den sonra….Ne yapalimi felan dusunmeye baslarken arkasindan son vurucu darbeyide aldim ve onur midem bulaniyo demesiyle kusmaya baslamasi bir oldu…. Hemen harekete gecmenin zamani gelmisti artik benim icin Hastahaneyi arayip bir kafa travma olayi oldugunu ve acilden giris yapacagimi soylemem sanirim 2 dk felan aldi ve biz butun olaylar olduktan yarim saat sonra hastahanedeydik ve doktorlarin onuru muayene tomografi roentgen vs tetkiklerinden sonra bizi birakmiyacaklari belli oldu ve hastahane maceramiz boylelikle baslamis oldu…. Gece saat 1.30 a kadar uyutmadilar bizimkini ondan sonrada agri kesici uyutucu ve odem indirici bir serumdan sonra da hors hors uyudu tabiki benimkisi o uyudu ama… sabaha kadar serum takili oldugu icin aman hareket etti aman serum kacacak gibi bi takim vesveselerle ben gozumu onurdan ayirmadigim icin sabahin nasil oldugunu sayesinde ogrenmis oldum :)

Simdi gelelim hikayenin olusuna baslangicina…… benim akilli oglum teneffuste arkadaslari ile kovalamaca oynarken hepsinden hizli kosmus…..kosmus ama arkasina bakarak kostugu icin kendine dogru kosan digger cocugu gorememis ve bummmmmm kafa kafaya carpismislar hane carpisma diyecegim ama sanki bir cocuga degilde bir tanka carpmis sanki carpmasiyla bir ping pong topu edasiyla bide arkasindaki duvarada carpmis yani cocuk ve duvar arasinda gitmiiiss…… gelmis bizimkisi eh haliyle travma olmasini normal karsilamak lazim tabiki

Sonuc…… su anda goz cukurumuzda (hane ozellikle kiralim desek asla kirilmayacak bir kemikmis o yeni ogrendim bunuda) 3 tane kirik sag gozumuz mosmor olmus bir sekilde fazla hareket etmek yasak oldugu halde gectigimiz her kapiya tepesine sicriyarak ve annemizi bagrim bagrim bagirtarak yariyil tatiline erken baslamis vaziyette evdeyis 

Allaha sukurki daha onemli biseyler olmadi….sadece bu 3 kirikla kurtardik
Daha kotu hasar olmadan simdi iyilesmeyi bekliyoruz..

Basta da dedigim gibi olan herseyin bir nedeni vardir… ya ben cakiltasimin yaninda olsaydim…. Ya ben gittikten sonra bu olay olsaydi… ya kafasini daha kotu vursaydi….. diye uzar gider bu liste.Neyseki iyiyiz, neyseki onemli bisey yok, neyseki ben gene bagrim bagrim bagiriyorum ogluma :)

10 Ocak 2009 Cumartesi

Yureklere dokunmak


Herkese dokunamassin demisti cok uzun seneler once bir arkadasim bana, ama ben herkese dokunmayi o kadar cok seviyorumki ve dokunmayi o kadar cok istiyorumki benim en dokunulasi anlarimda bu nedenledirki sanirim hep bana dokunmak istiyen insanlarla dolmustur erafim kimbilir belki de ben arayip bulmusumdur dokunacak insanlari tek tek belkide kendi yarattigim biseydi .simdi gelelim dokunmaya

Daha bir bebekken baslariz dokunmaya once annemize annemizin kucagindayken onun tenine dokunmak huzur verir bize, buyudukce degisir tabi bu dokunmalar arkadaslar… sevgililer .. yasamimizi bir arada gecirmeyi hedefledigimiz insan… Sonra sil bastan yapariz en basa doneriz cunku bebemize dokunmaya baslamisizdir artik tipki annemizin bize dokundugu gibi tipki o zamanlarda duydugumuz huzur dolu anlari yakalariz yeniden….

Ama yureklere dokunmak bambaskadir onun tadina vardigimizda asla birakamayiz bence yureklere dokundukca buyutursun kendi yuregini

yureklere dokundukca guzellesirsin

yureklere dokundukca anlarsin yasamin anlamini

yureklere dokundukca sevinirsin, uzulursun,cosarsin,aglarsin,heyecanlanirsin

yureklere dokununca aslinda hicbisey bilmedigini ama cok sey biriktirdigini anlarsin iyisiyle kotusuyle yasadigini hissedersin

yureklere dokununca insan oldugunu hissedersin yureginin su yozlasmis dunyada hala var oldugunu hala insan gibi carptigini hala sevebildigini ve hala buyuyebildigini hissedersin

yuerklere dokundukca dokunulacak ne kadar cok yurek oldugunu gorursun daha da cok dokunmak dahada cok cogalmak istersin.

Kim ne derse desin ben seviyorum yureklere dokunmayi ve bana dokunabilecek birilerinin oldugu ihtimalini boyle cogalacagiz biz birbirimize dokundukca buyuyecegiz biz buyudukce ve ogrendikce bebelerimize ogretecegiz…. cogalacagiz… ogretecegiz…. cogalacagiz…..

Yeni yil dileklerim


2009
baris dolu bir dünyada
sağlıklı bir beden ve ruh ile,
güneşli günler,
yaratıcı fikirler,
verimli çalışmalar,
bol kazançlar,
hoşgörülü yaklaşımlar,
iyimser bakışlar,
cesur girişimler,
renkli eğlenceler,
duygusal anlar,
yeni motivasyonlar,
anlamlı toplantılar,
benzersiz hediyeler,
parlak projeler,
bitmeyen sevgiler,
kokulu öpücükler,
lezzetli yemekler,
heyecanlı karşılaşmalar,
güzel filmler,
olağanüstü konserler,
önemli başarılar,
kibar sürücüler,
samimi dostlar,
iyi geceler,
iyi uykular,
tatlı rüyalar,
keyifli sabahlar,
gercek iltifatlar,
sıcacık sohbetler,
yararlı bilgiler,
uslu cocuklar ,
anlayışlı eşler,
güzel sevgililer,
aşklar,
doğal güzellikler,
gülen yüzler,
gülen gözler,
hediyeler,
papatyalar,
çikolatalar,
eğlenceli piknikler,
upuzun geziler,
upuzun yürüyüşler,
sıcacık eller,
huzurlu günler,
müthiş şarkılar,
güzel espriler,
içten teşekkürler,
unutulmaz fotograflar,
muhteşem manzaralar,
huzur veren düşünceler,
lapa lapa yağan karlar,
son bulan hasretler,
zevkli alışverişler,
hatır soran arkadaşlar,
vefalı dostlar,
hoş mesajlar,
bol kahkahalar,
mutlulukla akan yaşlar,
yeni heyecanlar,
düğünler,dernekler
doğum günleri,
yıl dönümleri,
eğlenceli ve tatlı sürprizler,
misss kokan parfümler,
nefis tatlılar,
tarçınlı kurabiyeler,
elmalı kekler,
bol köpüklü kahveler,
tavşan kanı çaylar,
buluşmalar,
kavuşmalar,
rengarenk çiçekler,
sağlık,
neşe,
bol para,
bol sans,

getirsin…

getirmezse koyverin gitsin…daha 2010 var, 2011 var.

9 Ocak 2009 Cuma

Ask Spreyi


Simdi haberlerde duydum duydumda bi turlu kulaklarima inanamadim dostlar .

Ask spreyi icat etmisler

Nasi yani? Hani bildigimiz ask mi? bildigimiz sprey mi? hani bi pisst…. Islem tamammi? Hani o gozgoze gelmenin heyecani, acaba benden hoslandimi acaba diye dusunmeler, hani yanina geldigi zaman kalbinin gumbur gumbur atmasi, hani konusmak icin bulunan sacma sapan bahaneler… herseyi rafa kaldirdigimiz bu dunyada bunudami rafa kaldiracagiz yani?

Hadi ben kullanmam dedim ama ya benim icin kullanan olursa diye dusunmedende gecemiyo insan yoldan geciyosun bi bakmisin asiksin :PPP bi yerde oturuyosun bi bakmisin asik olmussun ….etrafimizda dolasan bi dolu aptal asiklarla yasiycaz yani

Yada diyelimki kullanan biz olduk sonra askimiz bitti naapcas sprey kulladigimiz adama bunu nasi anlatcas…. Umarim spreyi bulanlar bide anti ask spreyi icat etmeyi akil ederler.

Ben kendi adima genede diyorumki yureginizde askin kipirtisi her zaman olsun hic kaybolmasin insan oldugumuzu her zaman hissedelim

8 Ocak 2009 Perşembe

bana bir masal anlat abla.......


Bana bir masal anlat dedi benim cakiltasim.... kendi halimde evde oturup tv ve pc arasinda gidip gelmeler yaparken benim kucukcakilim uyudunmuuuu diye asildi msn den ve basima neleeeer neler acti... :) Sanirim hep hayalinde olan bir seydi bu ama ben kendimden onun kadar eminmiyim bilmiyorum walla bakalim bi deniyces iste...

dinle cakiltasim bu masal sana......


Bir varmis, bir yokmus.... meleklerin isi cokmus cokmus ama genede rahat durmazlarmis masallari dinlerlermis :)

bir kucuk kus varmis... oyle guzel bir yerde yasarmiski... daglarin arasinda guzel bir ormanda diger kuslarla ciceklerin arasinda derelerin yaninda mutlu mesut hayatini surermis dermiski iste istedigim hayat bu... bundan daha cok ne isterki insan ay pardon kus bide bi yuvam olsa cocuklarim olsa arkadaslarimla dahada mutlu olsam....gunler boylece geceeer gider dermis...

Ama hayat bu ya gunlerden bir gun kotu bir yangin cikmis ve bizim kucuk kusun ormanini yakmis.... yasadigi o muhtesem yer bir karabasana donmus kucuk kus dusunmus tasinmis bakmis olacak gibi degil en iyisi demis ben gideyimde yasiyacak daha iyi bir yer bulayim..... halkimida oraya gotureyim dems...

Yollara cikmis... cikmis cikmasinada... yasadigi yer o kadar buyuk daglarin arasindaymiski bizim kucuk kusun bu daglari asabilmesi icin cok yukselmesi gerekiyorumus.. genede pes etmemis bizim kucuk baslamis kucucuk kanatlarini cirpmaya.... yukselirken bir sevimli buluta rast gelmis bulut sormus:
Hayrola kucuk kus nereye boyle?
Anlatmis bizim minik olanlari oldugu gibi.Uzulmus bulutcuk senin icin ne yapabilirim demis kusa. Ama bizimki alisik degilki yardim almaya red etmis bulutun yardim talebini.. baslamis gene tek basina kanat cirpmaya...
Israr etmemis bulut.... ama kusuda terkedememis... uzaktan da olsa izlemis gozlemis kendini gostermeden.Bu arada kucuk kus ha gayret az kaldi ciktim galiba biraz daha derken kanatlarinin ne kadar yoruldugunu ve ne kadar gucsuz kaldigini farkedememis tam yolun sonuna geldim daglari astim derkeeeeen birdenbire kanat cirpamadigini ve dusmeye basladigini farketmis.... Ama bunu sadece minik kus farketmemis tabiki.. onu izleyen bulut son hizla kucuk kusu yakaladigi gibi sarmis.. sarmalamis. korumus.. rahatlatmis ve bizimki uyanana kadar kucuk kusu gitmek istedigi yere ulastirmis.
Uyandiginda kucuk kusu buyuk bir supriz bekliyormus hep gitmek istedigi yerde oldugunu gormus... sasirmis heyecanlanmis... kucuk kanatlariyla sarilmis buluta
tesekkur ederim bulut kardes..cok tesekkur ederim.......


TESEKKUR EDERIM CAKILTASIM........ COK TESEKKUR EDERIM

Iyi uykular Melegim

Bir tanecik ablama hediyem bu blog


Merhaba...

Artik sevgileri ve armaganlari da sanal dunyada yasamaya basladik diye dusunmeyin sakin.

Ben ablacigima bir omur dolusu sarilmaya, opmeye, onunla yetmeyesi sohpetlere doyamamis filan degilim.

Yurt disinda yasadigim dogrudur ancak biz bulusabildigimiz kucucuk konsatre zamanlara o kadar nitelikli anlar sigdirabiliyor ve ben buradayken o oradayken devamli neredeyse her gun bir sekilde gorusuyoruz ki mavishil ile, bu bir ozlem armagani degildir asla...

Once "mavishil" in anlamina degineyim:

Mavishil, mavi ve yesilin birlesiminden ortaya cikan ve ablamin yillarca onceki bir can dostundan kalma takma ismidir.

Sebebi, ablamin ruh haline gore, bir bukalemun gibi renk degistiren gozleridir.
Mutlu oldugunda mavi; kizgin veyahut cokkk uzgun oldugunda yesil olan gozleri...

Birileri icin "mavishil" olan bu kadin benim "Aurora Borealis"im olmustur yasantim boyunca; yani "Kuzey Isiklari" ondan sorulur. Benim ablam trafik polisidir kuzey isiklarinin!
En azindan "benim" kuzeyimin "benim" isiklarinin...



90li yillarin basinda kuzey isiklarini ciplak gozlerimle Norvec'de ilk gordugumde gok yuzunde... Allahtan onceden ne olacagi bana anlatilmisti; cunku bilmeden kafami kaldirmis olsaydim yukari "aman allahim oldum ve cennete geldim herhalde" derdim. ..veya kafayi siyirirdim...

Iste ablam oyle bir sey oldu hayatim boyunca hep benim icin.O hep benim Aurora Borealis'im di ve hala oyledir tartismasiz.

Kuzey isiklarini bilemeyenler icin de kucuk bir bilgi bolumu dokecegim buraya izin verirseniz :

Kuzey ışıkları, Dünya'nın manyetik kuzey ve güney kutup dairelerinde gözlenebilen bir gök olayı. Gökyüzüne bakıyorsunuz ve yeşilli morlu ışıklar gecenin karanlığında dans ediyor, biri kayboluyor yenisi geliyor, sürekli bir takım renkler, ışıklar...

Bu isiklar boyle tuhaf inip cikip salinirken gokyuzunden yeryuzune dogru(sanki) bir suru de efsaneye konu olmus.Kimi demis ki "akilli tilkinin kuyrugu" kimi demis ki"dragonlarin gucu, kimi demis ki "tanrinin melekleri oldugunun kaniti" vs vs vs...

Aurora borealisyani kuzey ışıkları, Güneş üzerindeki patlamalar ve fırtınalarla birebir ilişkilidir.
Kutuplardaki manyetik alanları çevreleyen aurora borealis Güneş’ten solar rüzgârlarla yayılan çok büyük elektron yığınlarının Yerküre atmosferindeki bazı elementler ile kaynaşması sonucu meydana gelirler.
Güneş’ten kopan ve saatte 1 milyon mil hızla uzaklaşarak bizim buralara gelen bu parçacıklar ile bizim atmosferimizdeki atomlar ve moleküller birbirlerine girerler, çarpışma ve sürtünmeler gerçekleşir.
İyi de olur, çünkü böylelikle ortaya çıkan enerji, renkli ışıklar şeklinde kendini gösterir.
Konu budur.

Ancak gokyuzunde bir sanat eseri olusur.

Ve ablamin benim hayatimdaki varligi adeta degerli bir ustadin elinden cikmis bir sanat eseri tadindadir.

Ve ben size bunu bir yere kadar anlatabilirim; ben sadece benden taraftan anlatirim.

Ve bilirim ki benim "kuzey isigim"in anlatacak cok hikayesi vardir cogunuzun yasayamayacagi bir hayati hepinizin dudaklarini ucurtacak kadar guclu yasamisken ve hala ayni tempoda yasiyorken.

HADI ISIGIM... KUZEY ISIGIM...
SENIN DE HIKAYENI DUYMAK VE SENI HER GUN TAKIP ETMEK ISTIYORUZ...

imza

cakiltasin